20 Kasım 2014 Perşembe

TRABZONA AİT ŞİİRLER

TRABZONA AİT ŞİİRLER
TRABZON
Belkide dünyada,yoktur bir eşi
Aşık olur bu şehre,gelen her kişi
Şifadır ekmeği,köftesi aşı
Türkiyenin incisi canım Trabzon


Tarihe bakarsak ,mazisi derin
Doğası
yeşildir,suları serin
Denize girince,dökülür kirin
Türkiyenin incisi canım Trabzon


Buz gibi doğuktur,deresi suyu
İnsanları mertdir,yumuşak huyu
Cennet bahcesidir,yaylası köyü
Türkiyenin incisi,canım Trabzon


Mevzu vatan ise,fedadır canı
Gözünü kırpmadan,akıtır kanı
Canından kıymetli,elbet vatanı
Türkiyenin incisi,canım Trabzon


Bayrağa yan baksan,oyar
gözünü
Her yerde dinletir,elbet sözünü
Unutmaz ceddini,kendi özünü
Türkiyenin incisi,canm Trabzon


Futbol şanıdır,dillerden düşmez
Hamsisiz ateşte yemeği pişmez
Mısır ekmek yoksa,ayranı içmez
Türkiyenin incisi canın Trabzon


Ağustosta gençler,toplar fındığı
Lahana dolması, baldır eriği
Hainin alnında,açar deliği
Türkiyenin incisi,canım Trabzon

İsmiyle müsemma,kral hamsisi
Her işini görür,elbet kendisi
Tarih kokar tarih hanı çarşısı
Türkiyenin incisi,canım Trabzon

Ondörtlü taşır,erkeği kızı
Doğrudur bilemez,cilveyi nazı
Herkestan fazladır,ahte vefası
Türkiyenin incisi,canım Trabzon

DAVUT ARKAN
T
TRABZON SEN KOKUYOR
Dün yalnız ve çaresizdim.
Seni aradım bu nemli şehrin
sokaklarında
Ortahisar’da dolaştım başıboş,
Seni bulamayınca…
Kimsesizliğimi anlattım Arnavut taşlı kaldırımlara.
Kısmetsizliğimi paylaştım köşedeki dilenciyle.
Gözyaşlarım yıkarken bu tarihi taşları,
Bir ıssızlık rüzgarı okşadı yanağımı sen gibi,
Üfledi saçlarımı,üşüdüm sensizlik soğuktu.
İçimi ısıtan sözlerin yoktu.
İndim ağır ağır Kemerkaya’dan Ganitaya,
Baktım Tombulkaya’da mısın diye,
Yine
denizde coşuyor musun yaramaz Yunuslarla.
Başak başını görür gibi oluyorum bazen,
Ufukta kaybolurken Kızıltop,
Akşamın matemi senin bakışında,
Yakamozlaşıyor sularda.
Gün
güzeli sessizce kavuşurken engin mavinin kucağına,
Sensizliğime bir kez daha Ahh! Çektim içim yana yana,
Senin şarkını fısıldadım umarsız Martılara.
Efulya’yı anlattım onlara..
Sordum,buldunuz mu Mete’ye yazdığı mektubu.
Duymadılar beni,uçup gittiler,
Senin gibi sonsuza…

Trabzon sen kokuyor sanki,
Her sokağı,caddesi,her köşesi,
Yeri,göğü ve bir yağmur sonrası
denizi.
Nereye gitsem çimen
yeşili gözlerin,
O
çocuksu yüzün izliyor beni.
Uzanıyorum,
gülümseyerek kaçıyorsun öte yana.
Bu şehir sen kokmasan,
Nasıl dayanırım yokluğuna…                
TÜLAY MERYEM NERİMAN KOÇ (NERİMAN)
uzun pe
TRABZON
 
Bir sis iner yüreğime Boztepeden,
Çalılara gizlenen
güzel kuş benim,
Çekerim tüm soluğu Esentepeden,
Dizlerden dermanı alan yokuş benim.

İnciden gerdanlığımdır Uzunsokak,
Tüm hissiyatımla yağarım sağanak,
Görsem ağlayan mahzunluğuyla uşak,
Değirmendere’ den dökülür yaş benim.

Beşiğe boncuktur
denizimin rengi,
Misafir gelen bulur bende ahengi,
Kim edecekmiş ki Yavuzumla cengi,
Zağnos burcunda sapasağlam taş benim.

Hiç olmadı t
araftarım üç beş altı,
Kopuyor tribünlerin üstü ve altı,
Benim için gergef dokur Kemeraltı,
Bordoya
mavi bulayan nakkaş benim.

Genç kızlarımın ellerinde kınalar,
Dersiniz sanki suya indi sunalar,
Horona durur şefkat yüzlü analar,
Kemençeye yay Meydana oynaş benim.

Uzundur sınır boyum, soğuktur suyum,
Çirkeflere hiç aman vermedi huyum,
Nereden bakarsanız işte ben buyum,
Rize ’ye Bayburt ’a Of ’a gardaş benim.


Bir Çernobil’dir başımda faciası,
Ne canlarımı aldı o kahrolası,
Eritti bedenleri de mahvolası,
Acılarımı gidermedi aş benim.

Şimdilerde öksüz bir mezardır yerim,
Enkazıma müthiş
şiirler beklerim,
Baş kısmıma ilaçtan taş dikin derim,
O vakit acısı dinen naaş benim.
MUHAMMET KARATAŞ
TRABZON
Hey gözünü sevdiğimin şehri
Havasından hayat akıyor sanki...
Sokaklarında; maziden say
falar
Dağlarında; geleceğe sevdalar uçuşuyor...
Denizinde oynaşırken kıpır kıpır hamsiler
Ben;
sevgilime Ganita’da yazardım
Sevgi dolu, hasret dolu
şiirler...
Dalgalar nazlı nazlı gelip kayalarına,
Vuruyorken
sevgi dolu seslerle
Neler düşünürdüm neler, bilemez kimse
Dalardım hülyalara sonu gelmez heveslerle...
Boztepe’sinde yudumlardım çayımı
İncecik belli bardaklar ile...
Ayağımın altında Kara
deniz çağırırdı beni
Çarşaf çarşaf yapraklarda sanki
Sonu gelmez
güzelliklere...

Hey be
gözünü sevdiğimin şehri
Fatih’in torunlarına mesken oldun
Yavuz’lara saltanat ocağı
Muhteşem Süleyman’a şefkatli ana kucağı...
Tarihe nam salanlar buradan geçti
Tarih bile; geleceğine başlamak için burayı seçti..
Sokaklarında dolaşırken bir
zaman
Fatihalar ile anarak geçmişimizi
Uzungöl’de planlardık yem
yeşil ormanların içinde
Mutluluklara gebe geleceğimizi...
Dağlarında hayat kaynağı rüzgar eser senin
Sahillerinde türlü türlü sevdalar filizlenir
Seni yazmak zor; bunu ben biliyorum
Sende yaşamak için ölürüm Trabzon’um....

SEFA YILMAZ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder